Ayak kokusu bireyin günlük yaşantısını etkiler

Ayak kokusu için öneriler

Ayak kokusu, günlük düzenlik olarak vücut bakımını yapmış her birey tarafından karşılaşılması muhtemel bir problemdir. Ayak kokusuna yakalanmamak için sadece vücut bakımın özen göstermek yetmiyor. Vücut bakımının yanında birde kullandığımız ürünlerin bakımını da yapmamız gerekir. Yani ayak kokusuna sahip bir kişi, vücut bakımında kötü olduğu anlamına gelmez. Ayak kokusu ve ayakkabı konusunda , kişinin ayakkabısını değiştirmesi muhtemelen o kişinin ayak kokusu problemini çözecektir. Ayak kokusu günlük hayatta kişinin özgüvenini kırar, kendisine güveni olmayan birey hayatta yapması gereken işlerde de istenen başarıyı yakalayamaz. Sürekli çekingenlikte bu süreçte sıklıkla görülen durumlardandır. Sadece olaya vücut temizliği yada ayak bakımı olarak bakılmamalı, ayakkabı temizliği veya ayakkabı değiştirmesi ile çözümlenecek olan sorunlar sebebi ile özel  hayatınızda sorun yaşamayın.

Vücut temizliğini çocuklarınıza öğretmenin zamanı geldi

Çocuklarda temizlik eğitimi

Vücut temizliğine özen göstermek  her bireyin öncelikli ödevlerinden olması gerekir. Toplum olarak vücut temizliği sinerjisini yakalayabilmek adına bu işe çocuklardan başlamak en doğrusudur. Çocuklara zamanı geldiğinde mutlaka vücut bakımı konusunda birtakım ön bilgiler kazandırılmalıdır. Vücut temizliği konusunda ön bilgilerin kazandırılma yaşı, anasınıfına başladığı yani 4 5 yaştır. Çünkü bu yaşça bir çocuk birey olma yolunda ilk adımı atar ve topluma uyum sağlar. Çeşitli toplum kuralları ile karşılaşır. Vücut temizliği için belirli aralıklar ile banyo yapma gibi bir çok yeni alışkanlıkar kazanır. İleride vücut bakımına dikkat eden bir kişi ortaya çıkartabilmek için anne ve babalara büyük iş düşmektedir, çocuklar temiz bir ülke için eğitilmelidir.

Burununuzdaki et tüm gününüze mal olabilir

Burun estetiği ülkemizde  %80 oranınında sağlık amacı ile yaptırılmaktadır, yani magazinde gösterildiği gibi şu mankenin burnuna sahip olmak istiyorum diye bıçak altına yatanların sayısı  eldeki son veriler ile %20’yi geçmemektedir.

Burun estetiğine ihtiyaç duyan bireyler genellikle rahat nefes alamamaktan şikayetçidir. Bu sebeple bıçak altına yatmaktadır. Burun içerisinde et olması bireyin gece rahat nefes alamamasından kaynaklı verimli uyku uyuyamamasına bunun sonucunda da günlük hayatında daha verimsiz olmasına yol açmaktadır.

Burun estediğinde ülkemiz olabildiğince ilerleme katetmiştir; çünkü tıp dünyasında özellikle estetik konusu ülkemizde çok talep görmektedir. Hatta estetik olabilmek için çevre ülkelerden gelen kişiler bile mevcuttur.  Eğer sizinde burnunuzda et varsa estetik uzmanı Türk bir cerrah ile görüşebilir, fiyat ve alınacak verim hakkında ön bilgi edinebilirsiniz.

Yüz egzersizleri ile kırışıksız ince bir yüz

Kırışıklık her bireyin korkulu rüyası olmaktan çıkıyor. Yüz egzersizleriyle kırışıklıklardan kurtulmak mümkün. Cilt bakımını yapan insanlar belirli bir yaşa kadar hemde sıfır kırışıklık ile vücut bakımlarına gösterdikleri özen sayesinde gelebiliyor. Cilt bakımını günü gününe yapan bireyler daha geç yaşlandıklarını bunu da cilt bakımlarına ve yaptıkları çeşitli yüz egzersizlerine borçlu olduklarını söyleyebiliriz.

Kırışıklıkları önleyen yüz egzersizleri nelerdir ?

Cilt bakımını tamamlayanlar, öncelikle sakız çiğnemek yüzünüzü, yüzünüzü daha zarif göstermek için birebir bir egzersizdir. Göz ve kaş çevresini belirli aralıklar ile gerdirerek kırışıklıkları gözle görülür bir şekilde önleyebilme imkanına sahipsiniz. Hatta bu egzersizlere genç yaşta (18-20) başlarsanız 40 yaşlarında bile daha genç bir yüz hattına sahip olmanız kuvvetle muhtemeldir.

Sabun artık tarihe karışıyor

Vücut bakım jelleri kişisel bakım ürünü olarak gençler arasında sıklıkla kullanılmaktadır. Yakın geçmişte duş alırken vazgeçilmez kişisel bakım ürünlerinde olan sabun günümüzde yapılan bir çok araştırmalar sonucu yeni nesil gençler tarafından kullanılmadığını ve bunun en büyük sebebi de vücut bakım jelleri olduğu söylenmektedir.

Vücut bakım jelleri içerisinde içerdiği, yumuşatıcı, besleyici ve onarıcı özellikleri sebebi ile cilt bakım uzmanları tarafından herkese önerilmektedir. Barış Manço ile özdeşleşen arap sabunu ise kişisel bakım ürünü olarak kullanılmamaktadır, her sektörde olduğu gibi kişisel bakım sektöründe de her geçen yıl gelişme göstermektedir, sizde pürüzsüz, parlak ve daha yumuşak bir  vücuda sahip olmak istiyorsanız vücut bakım jellerini kullanmalısınız.

Saç bakımında şampuanın yeri

Saç bakımı tarihçesi

Tarihte saç bakımı ilk olarak su ile, daha sonra doğada bulunan çamur ile kişisel bakım ürünlerinin insan yapımı ilk ürünü olan sabun uzun bir süre yapılmıştır, günümüzde ise sabun yerini şampuana bırakmaktadır. Şampuan içerisinde  provitamin bulundurması sebebi ile saç bakımı konusunda neden bu kadar yoğun olarak kullanıldığını açıklamaktadır.

Saç bakımında en önemli unsurlardan biriside saçın dolgun ve parlak gözükmesidir. Dolgun ve parlak saçlar, çevredeki her insanın ilgisini çeker, kısa saçlıyım diye üzülmeyin, 21. yüzyılın saç bakımında öncü şirketler kısa saçlı kişilere özel şampuanlar üretmektedir, piyasada gördüğünüz hemen her şampuan her ne kadar uzun saçlı mankenler ile reklamı yapılsa da kısa saçlı kişilerde saç bakımı konusunda daha çok verim alınmaktadır.

Sodanın kişisel bakım ürünleri arasındaki yeri

Soda ile cilt bakımı

Maden suyunun cilt bakımı için kullanılabildiğini biliyor muydunuz? Maden suyu 25 kuruştan, marka nemlendiriciler 50, salyongoz özlü kremler 125 Liradan başlayan fiyatlarla satılmaktadır. Maden sularının içerisinde yoğun olarak barındırdığı minerallerin, insan cildi üzerinde nemlendirici ve pürüzsüz, parlak bir görünüme kavuştuğu saptanmıştır.

Bu nedenle, kişisel bakım sektöründe maden suyuna ihtiyaç patlama noktasına gelmiştir ve bir çok ünlü kişisel bakım ürünleri üreten firmalar soda şirketleri ile anlaşma yaptığı bilinmektedir.

Sodanın ucuz olması sebebi ile hemen her gün sizde bir pamuk yardımı ile kişisel bakımınızı gerçekleştirebilir, yüksek ücretler vererek aldığınız %100 doğaldır ibaresine yer verilmesine rağmen aslında böyle olmayan ürünleri kullanmak zorunda kalmazsınız. Maden suları sadece ve sadece 25 kuruşa alabilir, bir kabın içerisine bir miktar maden suyu sökerek vücudunuzun yüz ve eller  başta olmak üzere çeşitli yerlerinize pamuk ile sürerek cilt bakımınızı yapabilirsiniz.

Cilt bakımı önerileri

Cilt bakımının püf noktaları

Eğer sizde cildinizin pürüzsüz ve parlak görünmesini istiyorsanız,  24 saat cilt bakımınıza dikkat etmeyi prensip haline getirmelisiniz. Sabah kalkınca zeytin yağı özlü sabunlar ile cildi temizlemek, aynı şekilde akşam yatmadan önce cildi iyice temizledikten sonra yatağa girmek çok önemlidir. Eğer sizde cildinizden şikayet ediyorsanız, belli bir süre hiç aksatmadan cildinize maksimum özen göstermeniz gerekiyor. Sürekli cildimin temizliği için mi uğraşacağım diyen bayanlar olabilir, ilk haftadan sonra bayanların ciltlerine gösterdikleri özen alışkanlık haline gelmektedir.

Kusursuz bir cilt, belirli periyotlarda bakım gerektirir ancak, bunun için çalışmalara başlandığında, vücudun hızlı bir şekilde kendisini temizlemesi için hiç aksatmadan, her bulduğunuz fırsatta cildinizi çeşitli teknikler ile temizleyebilirsiniz.

Ergenlik döneminde çıkan sivilceler

Öncelikle bireyin yüzünde çıkan sivilcelerinin ergenlik sivilceleri mi yoksa altında çok daha ciddi problemlerin mi olduğunu anlayabilmek, bireyin yaşına, cinsiyetine ve çocukluğunu göz önünde bulundurarak fiziksel gelişim hızına bakabiliriz. Ergenlik dönemin çıkan sivilceler genellikle kırmızı renkli olur, yani sıkıldığında şişliği inmeyen hatta daha çok kızaran ve şişen sivilcelerdir fakat bu sivilce türü ergenlik dönemi sonrasında hatta son yıllarda ergenlik dönemi öncesinde de çıktığı görülmektedir. Bireyin yaşı göz önüne bulundurulmalıdır, çünkü birey ergenlik çağı yaş sınırları içerisinde olmasıdır, 14-18 yaş arası olarak bilinen ergenlik dönemini her bireyin bu yaşta yaşayacak diye bir şey yoktur fakat 1 2 yaş fark dışında hemen her birey bu yaş aralığında ergenliğe girmektedir ve genellikle ilk ergenlik sivilceleri ergenliğe adım attığı ilk zamanlarda ortaya çıkmaktadır.

Lazer epilasyon sağlık açısından zararlı mıdır?

Lazer epilasyon zararlı mı?

Lazer epilasyonun sağlık açısından herhangi bir zararı yoktur, aksine estetik açıdan kişiyi daha iyi hissettirdiği için yararlı olduğunu bile söyleyebilmek mümkün.

Lazer epilasyon, istenmeyen bölgelerinizde kıl, tüy vb. maddelerin köküne inerek kıl oluşumunu sağlayan hücreleri özel lazer ışınları sayesinde bu hücrelerin artık kıl üretimi yapamaması ve tamamen durdurmasını sağlıyor. Yapılan anket çalışmaları, lazer epilasyonun %95 oranında kıllanmaya karşı kesin çözüm üretiği bilinmektedir.

Türkiye’de estetik sektörünün gelişmesi ile birlikte lazer epilasyon yaptırma isteyenlerin sayısı da bir hayli artmaktadır.  Lazer epilasyon yaptırılan bölgeler ise, koltuk altları, meme çevresi, kollar ve bacaklar, genital bölge olarak sıralayabiliriz. Herhangi bir zararı olmadan, kıllanmaya ve tüylenmeye son vermek adına lazer lazer epilasyonlar tercih edilmelidir.

Hamilelikte istenmeyen değişiklikler

Hamilelikte cilt bakımı

Hamilelikte kişinin vücudu birçok kez deformeye uğrar, bu da beraberinde iyi bir cilt bakımı, hatta bunu genele yaymak gerekirse iyi bir vücut bakımı gerektir. Hamile kişilerin vücudunun her bölgesinde belirli zaman aralıklarıyla değişmeye uğramaktadır. İyi bir vücut bakımı ile hamile kadınların çatlak, sarkma vb. durumlardan kurtulmaları sağlanabilir.

Hamilelikte, vücudun geneline özen gösterilmesi ve hamileliğin her sürecinde bıkmadan sıkılmadan vücut bakımına dikkat edilmesi gerekmektedir.

İyi bir vücut bakımı beraberinde iyi bir cilt bakımını da gerektir. Hamile kadınların psikolojilerini etkileyecek olan fiziksel değişiklikleri vücut bakımı sayesinde olabildiğince minimal düzeye indirerek hamile bayanın kendisini daha iyi hissetmesi sağlanabilir. Bu nedenle hamilelikte cilt bakımına ve vücut bakımına çok hassasiyet göstermek gerekir.

Saç bakımında 40 yaş faktörü

 

Saç bakımı neden önemlidir?

Genç kızlar saç bakımlarını genellikle ihmal etmektedir. Bunun sebebi bu yaşta bireylerin saç bakımı yapmadan da saçlarına kolayca şekil verebilmeleridir.

Saçlarına ne yaparlarsa yapsınlar saç bakımı yapmadan da saçlarının yıpranmayacağını yada aşırı dökülmeler yaşanmayacağını düşünürler fakat 40-45 yaşlarına geldiklerinde asıl durum ortaya çıkar ve birey saçlarının yıprandığını, ciddi bir oranda döküldüğünü hatta bu dökülmenin kel kalma seviyesine yaklaştığının farkına varır ve yoğun bir şekilde saç bakımına özen gösterir. Sürekli ilaçlar kullanır fakat gençlik yıllarında saç bakımına özen göstermediğinden kaynaklanan sebepler ile yeterli verimi alamaz.

40 yaş bazı kadınlar için yaşlı bir yaş değildir fakat bazılar için bunu söyleyebilmek pek mümkün değildir. Bu nedenle saç bakımına düzenli olarak genç yaşlardan itibaren önem vermek gerekmektedir.